Covid-19 salgını ile birlikte insanlık büyük bir sınav veriyor. Bu süreçte birçok insan yakınlarını kaybetti, işini kaybetti ve daha farkına bile varmadığı bir çok şeyi kaybetti. Hayatta kalma mücadelesi sırasında dünya genelinde bir çok ülke, okullara pandemi sebebiyle ara vermek durumunda kaldı. Eğitim boşluğunu kapatabilmek için en güçlü alternatif olan online eğitime yönelmek durumunda kaldı. Online eğitime sıcak bakmayan topluluklar bu duruma hazırlıksız yakalandı. Bir çok ülke online eğitimde diğer ülkelerle yarışabilmek için eğitime çok ciddi bütçeler ayırdı. Bir çoğu halen yakalamış sayılmaz. Türkiye bu aşamada çokta kötü olmayan bir pozisyonda. Eba tv, online eğitim siteleri, youtube derken bir çok ücretsiz eğitim matertallerine ulaşılabiliyor. Elbette ki bütün bunlar yetersiz. Bu süreçte sınav-okul başarısına odaklananlar kadar önce sağlık diyenlerle çok karşılaştım. Bazı veliler ısrarla yüz yüze eğitim talebindeler öyle ki pandeminin bir düzmece olduğunu düşünenlerde azınlık sayılmaz.
Bu süreçte sadece online hizmet vererek hem kendi sağlımızı hem de öğrenci ve velilerimizin sağlıklarını riske atmadık. Pandeminin başından beri “gençlere bir şey olmuyor, kronik rahatsızlığı olanları etkiliyor” algısı çokça işlendiği için virüs gençler – öğrenciler tarafından farkında olmadan sevdiklerine, yakınlarına taşındı. Bütün bu olaylar neticesinde “Önce Sağlık” demeliyiz. Bu yazımı pandemi döneminde yüz yüze eğitim konusununda aşırı ısrarlı olan anne ve babalar için yazdım. Online eğitim dünyanın yeni gerçeği bunu kabul edip buna adapte olmak bizlerin elinde. Aksi durumda dünya sahnesinde iddialı bir pozisyonda olamayız ve zamanla üçüncü dünya ülkesinden birine döneriz. Online eğitime ”ön yargı beslememek ondan nasıl daha iyi istifade edebiliriz“ şeklide düşünmek gerekir.
Sağlıkla kalın…